Görünür o ki enflasyondaki bir önceki aylara ait tabloya baktığımızda, özellikle son iki aydır Türkiye’nin enflasyonunda artış görülüyor. Ocak ayında yıllık enflasyon 12,15 iken nisan ayında 10,94’e kadar indi. Bir önceki ay olan Mayıs ayında ise tekrar 11,39’a kadar çıktı. Yine TÜİK tarafından bugün itibarıyla açıklanacak olan enflasyon verileri açısından da enflasyonun yükseleceği yönünde beklentiler söz konusu. Ekonomistlerin katıldığı ankete göre, haziran ayı enflasyon beklentisi 0,70 olacak. Ankete katılan ekonomistlerin haziran ayı için enflasyon beklentileri, en düşük yüzde 0,45 en yüksek yüzde 1,30 aralığında yer aldı. Ekonomistlerin haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 0,70) göre, bir önceki ay yüzde 11,39 olan yıllık enflasyonun yüzde 12,14’e çıkacağı hesaplanıyor. Yaz aylarında özellikle gıda tarafında yaşanan üretim bolluğuyla enflasyonun düşmesine rağmen, bu sefer ise artış kaydedileceği ön görüldü. Merkez Bankası da en son yaptığı PPK toplantısında enflasyona işaret ederek, faiz indirimlerine ara vermişti. Mamafih TÜİK’in bugün için açıklayacağı enflasyon oranı verisi b akalım tahminleri doğrulayabilecek mi?

                                 *       *        *

Diğer taraftan Reuters’in 14 katılımcıyla gerçekleştirdiği ankette yıllık enflasyon tahminlerinin medyanı yüzde 12,09 olurken, tahminler ise yüzde 11,90 ila yüzde 12,47 bandında yer alıyor. Aylık enflasyonun yüzde 0,65 artış göstermesi beklenirken tahmin aralığı ise yüzde 0,45 – yüzde 1 bandında olacak. Kurdaki sert değer kaybının ardından Ekim 2018’de yıllık enflasyon yüzde 25,24 ile son 15 yılın rekor seviyesini görmüştü. Yıllık enflasyon bu tarihten itibaren düşüş eğilimine girdi ancak enflasyonda kalıcı tek haneye henüz ulaşılmadı. Merkez Bankası geçen ay koronavirüs salgınının ekonomiye olan etkisini ve sert düşen petrol fiyatlarını göz önünde bulundurarak yıl sonu enflasyon tahminin yüzde 7,4’e çekmişti.Hal böyle iken, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avro Bölgesi’nin haziran ayı yıllık enflasyonuna ilişkin öncü verileri yayımladı. Buna göre, Avro Bölgesi’nde mayıs ayında yüzde 0,1 olan yıllık enflasyon, haziranda yüzde 0,3’e çıktı. Avro Bölgesi’nde haziran ayındaki enflasyonun ana bileşenlerine bakıldığında, en yüksek yıllık enflasyon yüzde 3,1 ile gıda, alkol ve tütün ürünlerinde gerçekleşti. Bunu, yüzde 1,2 ile hizmetler, yüzde 0,2 ile enerji dışı sanayi ürünleri ve eksi yüzde 9,4 ile enerji izledi. Öte yandan, Avro Bölgesi’nde para politikasını yürütmeden sorumlu olan Avrupa Merkez Bankası (ECB), bölgede fiyat istikrarını sağlamak için yüzde 2’nin hemen altında, yüzde 2’ye yakın seviyede bir enflasyon hedefliyor.

                                  *       *        *

Konuyla ilgili geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından sonra yapılan açıklamada koronavirüs salgını kaynaklı toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine rağmen “Salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde bir miktar yükseliş gözlenmektedir” denildi ve gıda enflasyonunun dönemsel ve salgın etkileri nedeniyle arttığına dikkat çekildi. TCMB ayrıca yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale gelmesini beklediğini eklemişti. Goldman Sachs’ın hazırladığı bir analizde mayıstaki gıda enflasyonunun hava koşullarına bağlı olarak arttığı belirtilerek, bu şokun devam etmesi durumunda manşet enflasyonun beklenenden daha yüksek seviyelere yükselebileceği ifade edildi. Notta şu ifadelere yer verildi: “Ayrıca sosyal mesafe tedbirlerinin ve pandemiye bağlı arz yönlü diğer bozulmaların yukarı yönlü riskler yarattığını düşünüyoruz. Dezenflasyonist baskıya yol açabilecek oldukça büyük bir çıktı açığı olsa bile, kapasite kısıtlamaları bazı sektörlerde denkleştirici bir etki yaratabilir.” değerlendirmesi burada öne çıkıyor.

                                      *       *        *

Sonuç olarak,söz konusu ankette yıl sonu enflasyon beklentisi ise yüzde 9,5 seviyesinde oluşuyor. Tahminler yüzde 11,60 ve yüzde 7,5 arasında değişiyor. Bu rakam daha önceki anketlerle aşağı yukarı aynı seviyedeydi ancak hala Merkez Bankası’nın yıl sonu tahminin üzerinde seyrediyor. TL bu yıl dolar karşısında yaklaşık yüzde 13 değer kaybetti. Dolar/TL geçen ay 7.2690 seviyesine yükselerek tarihi zirvesini test etti. Daha sonra kayıplarının bir kısmını telafi eden TL son dönemde 6.85 civarında genel olarak yatay bir seyir izliyor. Değer kaybının devam etmesi durumunda enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşabilir. Son gelişmede ise 6.90 bandında seyreden dolar kurunun şimdilik nasıl bir atraksiyon yapabileceği yönünde de belirsizlikler de söz konusu. Fakat her şey bir kenara enflasyon üzerindeki kur bazlı maliyet baskısının haziran ayı dahil sonraki aylara da yansıması sanırım tesadüf olmayacak. Bu arada maliyet baskısı yanında resesyon(durgunluk) varlığına bağlı talep koşullarındaki daralmadan kaynaklı çekirdek enflasyonu da olumsuz etkileyebilecek yükselişler de tetiklenebilir. Pandemideki gerek küresel bazlı gerekse Türkiye’deki yansımaları göz önüne alındığında; belirsizliklerin de enflasyonun seyrinde etkili olması çok muhtemel gözüküyor.