Gerçekte bu konunun önemi gıda sektörünün ekonomi içindeki yaygın etki alanından kaynaklanmaktadır. Sektörün ileri ve geri bağları olan diğer sektörler dikkate alındığında, bu fiyat yüksel mesinin ekonominin önemli bir kısmını doğrudan etkilediği gö rülmektedir. Merkez Bankası, gıda fiyatları artışının -sektörün dolaylı ve doğrudan etkilediği diğer sektörlerle birlikte dikkate alındığında- yol açtığı enflasyonun genelin yaklaşık %30’u civa rında olduğunu vurgulamaktadır.Dolayısı ile bu durum enflasyon       açısından en çok alt ve orta gelir gruplarını etkilemekte, gelirleri    nin çok önemli bir kısmını gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalan yoksul kesim üzerinde bir yük oluşturmaktadır.Dış piyasa larda ise ihracat potansiyeli yüksek gıda ürünlerinin rekabet gü       cü azalmakta ve aslında tüm bu olumsuzlukları gidermek için uygulanan politikalar ve bütçeden yapılan destekleme ödemele    rinin bir bakıma hedefine ulaşmadığını göstermektedir. Bu yılın ikinci çeyreğinde açıklanan enflasyon rakamları gıda fiyatların       da bir düşüşe işaret etmiş olmasına karşın bu durumun kalıcılığı    yönünden sektörün tamamen yapısal sorunlarının çözümüne bağ       lı bulunmaktadır.

                          *        *         *

Gıda fiyatlarındaki aşırı artışların seyrinde genel enflasyon,dün      ya fiyatları ve girdi fiyatları çerçevesinde mukayeseli olarak de ğerlendirilmek suretiyle; tarım-gıda sektörünün yapısı, üretim değeri, istihdam, üretim ölçeği, verim,tarımsal işletmeler ve girdi kullanımı, biyogüvenlik yasası ve yoğunlaşma gibi özellikleri de    dikkate alındığında; Türkiye’de gıda fiyatları enflasyonuna yol açabilecek ya da bunu kronik hale getirebilecek faktörlerin;

artan üretim maliyetine bakıldığında;

• arz açığı,

• ihracat arzı (yaş sebze-meyve),

• dünya piyasalarından yalıtım durumu

• ve ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenme başlıkları altında toplanabileceğini göstermektedir.

Bu yönde üretim maliyetlerindeki artışlar incelediğinde; temel olarak birkaç farklı unsurdan kaynaklanmaktadır.Bunlardan en önemlisi ta rımsal girdi kullanımında ithalata bağımlılıktır. Bitkisel üretimde

gübre ve tohumluk, hayvansal üretimde yem, ortak olarak da mazot maliyetlerindeki artış girdi maliyetlerini önemli ölçüde etkilemekte dir. İthalata bağımlılık bir yandan fiyatlardaki konjonktürel dalgalan maların yurtiçine aktarılmasına yol açarken diğer taraftan döviz kuru yükselmelerine bağlı olarak maliyetleri yükseltmekte ve bu da yurt içi piyasalarda fiyatları artırma yönünde aşağıdan yukarıya doğru baskı yaratmaktadır.

                          *        *         *

Öte yandan gıda fiyatlarını etkileyen bir diğer unsur arz açığıdır. Bu sorun çok boyutlu olmakla birlikte nedenleri incelendiğinde en başta verimin düşük oluşu göze çarpmaktadır.Bu durum tarımsal arazilerin tarım dışı amaçlarla kullanılmasına ve bununla birlikte tarımın gide rek daha fazla görece düşük verimli marjinal alanlara kaymasına bağ lı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra yetersiz/kalitesiz sula ma ve Biyogüvenlik Kanunu’nun uygulamaya girmesinden sonra gerçekleşen düşük kaliteli girdi ithalatı da verime etki eden bir unsur olarak ele alınmaktadır. Arz açığına yol açan diğer iki önemli unsur iklim değişikliğinin etkileri ve hastalıklardır. İklim değişikliğinin etkileri incelendiğinde ilk olarak yağış rejimindeki düzensizlikler gö ze çarpmaktadır.Bu durum bazı durumlarda kuraklığa bazı durumlar da ise aşırı yağışa neden olarak sel baskını gibi afetlerle ürün verimi ni düşürmektedir. Hastalıklar ise bitkisel ve hayvansal üretimde cid di verim kayıplarına yol açabilmektedir. Tarım-gıda alt-sektörlerinde  Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi yaş meyvesebzelerdir.Bu sek törde sürekli bir dış talep ve sürdürülebilir bir arz fazlası vardır.Bu

nunla birlikte gıda enflasyonu söz konusu olduğunda ilk sözü edilen ürün grubu yaş meyve-sebzedir, zira ortaya çıkan arz fazlası iç piya sada fiyat dalgalanmalarını dengelemek amacıyla kullanılamamak tadır.

                          *        *         *

Sonuç olarak, gıda fiyatları enflasyonu üzerinde etkili olduğu tespit edilen son başlık ise, ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenme dir. Örgütlenme kavramı burada geniş bir anlam ifade etmekte, zin cirde her türlü aktörün davranışını belirleyen bir sistem olarak düşü nül mekte ve ayrıca tarladan-rafa uzanan süreci; lojistik ve pazarla mayı da içermektedir.Mamafih özellikle hem iç Pazar hem de dış pa         zar şartları yönünden kalite unsurunun da burada ön plana çıkarılma    sı gerekmektedir.Yapılan araştırmalar gıda fiyatları artışının arkasın da birden fazla faktör olduğunu ve bu faktörlerin ürün ve alt-sektör gruplarına göre değişiklik gösterdiğini ortaya çıkarmaktadır. Dola yısı ile ürün fiyatlarını dengeden uzaklaştıran bir yapı, birçok faktör vardır ve fiyatların tekrar dengeye ulaşması bir kısım üründe müm kün olmamakla birlikte diğer kısımda da bir yıla ulaşan bir za mana yayılmaktadır. Bu çapraşık yapı altında gerçekleştirilen hipo tetik senaryolar, mevcut piyasa işleyiş koşullarında tarım gıda piyasa larını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen şokların ortadan kaldırıl dığı durumda hala daha bazı ürünlerde (sığır eti ve patates) fiyatların yükselen bir eğilimde olacağı yönündedir.Gerçekte bahse konu dai ma artış trendinde olan fiyat yükselmelerinin önüne geçebilmek açı sından; üretim öncesinden üretim sonrasına ve tüketiciye ulaşıncaya kadar oluşan her adımın ayrı ayrı incelenerek kaliteden kesinlikle ödün vermeksizin modern tarım imkanlarından yararlanılarak yük  sek verim alınması temelinde tarım ve hayvancılık sektörlerini artan demografik nüfus durumu ve arz-talep zincirindeki potansiyelin ta mamını kullanacak şekilde politika oluşturulması temel alınmalı       dır.

KAYNAK:Yapısal sorunlar perspetifinden Türkiye’de gıda enflsyonu (TÜSİAD)