Son gelişmelere bakılırsa, S&P Global Ratings ve Moody’s yetkilileri Türk Lirası’nın dolar ve euro karşısında tarihi kaybını yaşamasının ardından yaptıkları değerlendirmede faiz artırmanın kaçınılmaz olduğunu ancak mevcut problemleri çözmede yeterli olmayacağını belirtiyor.Kurban Bayram’dan bu yana global finans camiasının Türkiye’ye bakışında çok köklü ve olumsuz bir gelişme gözleniyor.Bayram’dan önce Türkiye tartışmalarında hükümetin yabancı sermaye aleyhtarı kararları ve ekonomide zahiri gözlenen toparlanmadan bahsedilirken, Kurban Bayram’da Reuters, Bloomberg ve Financial Times (Bayram’dan sonra Wall Street Journal) gibi önde gelen finans yayın kuruluşlarında çıkan haberler, TCMB’nin muhasebe oyunlarıyla FX rezervlerini olması gerekenden daha yüksek gösterdiği iddiasını ortaya attı. Bu iddia fon yöneticileri arasında da çok ilginçtir karşılık buldu. TCMB verilerine göre, yabancı yatırımcılar 30 Temmuz 2020’de sona eren haftada fiyat ve kur etkilerinden arındırılmış olarak, hisse senetlerinde net 69 Dolar mlnimal düzeyde satış yaparken, son bir yılda kümülatif para çıkışı 4.88 Dolar üzerinden oldu. Devlet iç borçlanma senetlerinde net 212 Dolar min satış yaparken, son bir yılda kümülatif para çıkışı 8.14 Dolar mln.gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta sonuna doğru ise, her nasılsa rayting kuruluşlarından gelen telaşlı uyarıların gündeme düştüğü de görüldü.

                                 *       *        *

Bu arada S&P Global Ratings ve Moody’s yetkilileri Türk Lirası’nın dolar ve euro karşısında tarihi kaybını yaşamasının ardından yaptıkları değerlendirmede faiz artırmanın kaçınılmaz olduğunu ancak mevcut problemleri çözmede yeterli olmayacağını açıklarken; Euro ve sterlin fiyatlarında tarihin en yüksek seviyelerine ulaşılmasının ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu temsilcileri Reuters’a değerlendirmede bulundukları görüldü; uzmanlar, Türk Lirası’nın desteklenmesi için seçeneklerin tükenmesiyle er ya da geç faiz artırımına gidilmesinin muhtemel olduğunu belirtirken, Moody’s’in Ülke Riskleri Grubu Başkan Yardımcısı Sarah Carlson, Türkiye’de karışıklığın bir süredir devam ettiğini ve bu karışıklığın yönünü “sonsuza kadar devam edemeyecek bir stratejiye” çevirmiş durumda olduğunu açıklamasının ardından “Bir noktada yol bitecek” diyen Carlson’un, “Karar vericilerin kısa vadeli ekonomik sıkıntılara ancak uzun vadeli kazanımlara yol açabilecek reformlara ağırlık vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandığı izlendi.

                                       *        *         *

Açıklamasında faiz oranlarını artırmanın söz konusu problemleri çözmeyebileceğini de sözlerine ekleyen Sarah Carlson, “Temel problem, yatırım ihtiyaçları için gerekli yerel tasarruflardaki kronik noksanlık” şeklindeki konuşması da kayda geçti. Değerlendirmesini sürdürürken, Devletin faiz ödemelerinin devlet gelirlerine oranındaki artış konusunda endişe duyduklarını söyleyen Carlson, bu durumu “Büyük ve normal olmayan bir hareket” ifadesiyle mevcut durumu açıklıkla vurguladığı görüldü. Hal böyle iken, S&P Global Ratings Direktör Yardımcısı Maxim Rybnikov ise, Merkez Bankası’nın bu yıl Türkiye’nin döviz rezervlerini tükettiğini ve bu durumun manevra için sınırlı alan bıraktığını belirtirken, Rybnikov, kullanılabilecek döviz rezervlerinin geçen yılki 30 milyar dolarlık seviyesinden bu yıl 10 milyar dolara düşmesini beklediklerini açıkladı. Birçok yabancı yatırımcının Türkiye’den çıkış yaptığını hatırlatan Maxim Rybnikov, elinde devlet tahvili bulunduran yurt dışı yerleşiklerin oranının yüzde 4 gibi tarihi en düşük seviyeye ulaştığına da vurgu yaptı.

                                *       *        *

Sonuç olarak, son değerlendirmesinde;” Türkiye’de dolarizasyonun arttığına da vurgu yapan Rybnikov, ülke içindekilerin ellerindeki yabancı paranın 212,92 milyar dolara ulaştığını belirterek, Türkiye’nin durumunu 2015’in Azerbaycanı ve Arjantin’in şimdiki durumu ile kıyaslayan Rybnikov, “Türkiye’de yerleşikler, inancını kaybettiğinde döviz almaya başlıyorlar. Bu durum, ödemeler dengesindeki stresi artırabilir” uyarısında bulundu. Bu kapsamdaki diğer bir İş Yatırım raporuna göre de, gelişmekte olan ülke Euro tahvillerinde karmaşık bir görünüm dikkat çekti. Türk Euro tahvillerinde dünkü satıcılı görünümün bugün yerini yükselişe bıraktığı görülürken $0,50-1,00 civarı değer kazancı gözlendi. 2047 vadeli hazine kıymetinde yaklaşık 2 Dolar yükseliş kaydedildi. Türkiye 5 yıl vadeli CDS yaklaşık 17 baz puan daralarak 583 seviyesinde işlem gördü. Bu gidişle eğer TL’nin değer kaybının bu hafta da devam etmesi durumunda, öyle görülüyor ki muhtemelen S&P ve Moody’sden gelen açıklamalar da fiyatlamalara yansıyabilir. Böylesi kritik bir ortamda TCMB’ nın kısa vadeli geçici önlemler yerine mutlak şekilde piyasaların orta ve uzun vadede gittikçe artan stresi aşağıya çekebilecek hamleler yapması gerekiyor. Her şeyden önce yabancı yatırımcı açısından da genel ortamın piyasalara güven kazandırabilecek şekilde de iyileştirilmesi de burada büyük önem kazanıyor.