Satın alma gücü paritesi veya İngilizce tanımıyla Purchasing Power Parity (PPP) iki ülkenin para birimlerini mal ve hizmetler sepetinin değeriyle karşılaştıran bir ekonomi teorisidir. Bu teoriye göre eğer iki ülkede de aynı mal ve hizmetler sepeti için döviz kuru dikkate alındığında aynı bedelin ödenmesi gerekiyorsa o zaman bu iki para birimi dengededir denir. Genellikle satın alma gücü paritesi dendiğinde bu ABD dolarına göre hesaplanır ve bu sayede ülkelerin milli gelirlerinin karşılaştırması yapılır. Satın alma gücü paritesinin anlamlı olabilmesi için çok sayıda ve çeşitlikteki mal ve hizmetin söz konusu sepetin içinde olması gerekir. Bu iş için birçok ülkeden veri toplanması gerektiğinden yapılması gereken işin boyutu ve karmaşıklığı büyüktür. Bu nedenle satın alma gücü paritelerinin hesaplanması için 1968’de Birleşmiş Milletler ve Pensylvania Üniversitesi tarafından Ulusararası Karşılaştırma Programı ICP kurulmuştur. Üç yılda bir Dünya Bankası ülkelerin ABD doları ve satın alma gücü paritesine göre mukayese ile ya da karşılaştırmalarını içeren bir rapor yayımlamaktadır. Uluslararası Para Fonu IMF ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD de bu verileri ayrıca kullanarak değerlendirme ve tahminlerde bulunur        

                                   *      *       *

Bu kapsamda Ülkemizin Satınalma Gücü Paritesi Tablosuna bir baktığımızda; öncelikle verileri değerlendirebilmek için cari olan fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak döviz kuruna göre alım gücünün göstergesidir. Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi 100'den büyük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre "pahalı", 100'den küçük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre "ucuz" olarak ifade edilmektedir. Türkiye'nin 2019 yılı sonuçlarına göre tüketim mal ve hizmetlerine ilişkin fiyat düzeyi endeksi 47 oldu. Bu değer, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin, Türkiye'de 47 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alına alınabileceğini  gösterdi. Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk), 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) ve Birleşik Krallık kapsandı. Ülkeler itibarıyla karşılaştırıldığında 37 ülke arasında tüketim mal ve hizmetlerine ilişkin fiyat düzeyi endeksi en yüksek ülke 162 ile İsviçre, en düşük ülke ise 47 ile Türkiye oldu.

                                 *      *        *

Diğer taraftan da Türkiye'nin tüketim mal ve hizmetleri grubuna ilişkin fiyat düzeyi endeksi alt gruplar itibarıyla incelendiğinde, kişisel ulaşım araçları endeksi 106 oldu ve bu gruba ait fiyat düzeyinin AB ülkeleri ortalamasının %6 üzerinde olduğu görüldü. Diğer alt gruplar bazında ise; tüketici elektroniği endeksi 99 oldu ve bu grupta Türkiye'nin fiyat düzeyinin diğer alt gruplara nispeten yüksek olduğu görüldü. Buna karşılık lokanta ve oteller endeksi 51 oldu ve bu grupta fiyat düzeyinin diğer alt gruplara göre düşük olduğu gözlendi. Giyim grubunda ise Türkiye, 45 endeks değeri ile karşılaştırmalarda yer alan 37 ülke arasında en düşük endekse sahip ülke oldu.

Tüketim mal ve hizmetleri ve alt gruplarına ilişkin fiyat düzeyi endeksleri, 2019
[AB27=100]
                      

                                 *      *       *

Sonuç olarak, geçmiş dönemler itibarıyla yaşanan döviz şoklarına göre de değerlendirme yapmak gerekirse; döviz kurundaki dalgalanmaların etkisiyle TL.deki değer kaybı daha ziyade alım gücünü çok olumsuz etkiledi. kişi başına düşen milli gelir dünya sıralamasına geçmeden önce Türkiye’nin son 5 yıldaki milli gelir rakamlarını belirtmek gerekirse…

-Türkiye Milli Geliri 2014 Yılı – 12.113 Amerikan Doları

-Türkiye Milli Geliri 2015 Yılı – 11.023 Amerikan Doları

-Türkiye Milli Geliri 2016 Yılı – 10.883 Amerikan Doları

-Türkiye Milli Geliri 2017 Yılı – 10.613 Amerikan Doları

-Türkiye Milli Geliri 2018 Yılı – 9.693 Amerikan Doları iken

-Türkiye Milli Geliri 2019 Yılı – 9.013 Amerikan Dolarına kadar düşme gösterdi. Ülkelerin kişi başına düşen milli gelir sıralaması 2020 yılında Türkiye dünya ortalamasının da altına düşerek listede 91. sıraya kadar geriledi. Dolayısı ile milli gelirdeki bu düşüşler beraberinde satınalma gücü paritesinin düşmesine de yol açtı.