Türkiye İstatistik Kurumu’nun aylık olarak yayımladığı enflasyon oranları konusunda tartışmalar halen gündemini korurken,en son Türk-İş tarafından yayımlanan Ekim/2019 ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasına göre günümüzde, devletin resmi tüketici fiyatları endeksinde -baz etkisiyle    ortaya çıkan gerilemenin tartışma konusu olmaya devam ettiği belirtilirken; aslında asıl ön plana çıkarılıp değerlendirilmesi gereken husus, ücretli çalışanların satın alma gücünde ortaya çıkan gerilemenin özellikle gıda harcamalarında bile tasarrufu zorunlu kıldığına değinilerek, son dönemde doğalgaz, elektrik, ulaşım gibi dar ve sabit gelirli kesimlerin harcamalarında önemli yeri olan alanlarda peş peşe gelen zamlar, gıda harcamalarında kısıntı yapılmasına yol açtığı vurgulanarak ;pazar esnafı satışların gerilediğinden şikayetçi olurken, market sorumlularının azalan sepet harcamasına dikkat çekmesinin mevcut durumu açıkça ortaya koyduğu açıklanıyor.Bu kapsamda Türk-İş’in Ekim/2019 Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasında belirtildiğine göre;

- Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilme si için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.058,46 TL,

-Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6.705,08 TL,

  1. olmayan-çocuksuz bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 2.526,14 TL olarak hesaplandı.

                                    *     *      *

Diğer taraftan Türk-İş’in Ekim/2019 Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasında;Ücretli çalışanların elde ettiği gelir düzeyi ile yapılmak gereken harcama arasındaki fark geçim koşullarının olumsuzluğunu ortaya koymaktadır. Halen geçerli olan asgari ücret 2.020 TL’dir. Oysa bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 2.526 TL’dir. Diğer bir ifadeyle elde edilen gelir ile yapılmak gereken harcama arasında var olan 506 TL’lik fark ya borçlanmayla karşılanmak ya da yaşama standardının düşürülmesiyle ortadan kalkacaktır.”denilerek; “Ücretli çalışanlar bir yandan fiyat artışları nedeniyle satın alma güçlerinde kayıp yaşarken diğer yandan artan vergi oranları nedeniyle net ücretlerinde de kayıpla karşı karşıya kalmaktadır. Örneğin, ortalama aylık brüt ücreti 4.500 TL olan bir işçi bu yılın Ocak ayında 3.409 TL net ücret alırken (1.091 TL vergi ve sosyal güvenlik primi için kesilmektedir) Haziran ayında net ücreti 191 TL daha azalarak 3.218 TL olmaktadır. Temmuz ayında ücreti yüzde 4 oranında artsa bile, günümüzde 349 TL eksilerek 3.060 TL’ye gerilemektedir. Aslında bu durum, uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların ücretli çalışanlara yansımasını ortaya koyan önemli göstergelerden birisi” şeklindekin açıklamasının da kayda geçtiği izleniyor.

                                    *     *      *

Öte yandan ayrıca Türk-İş’in Ekim/2019 Ayı Araştırmasında geçen yılın aynı ayına göre dört kişilik bir ailenin mutfak harcamasındaki artış tutarı 139 TL olduğu belirtilirken, Gıda maddeleri yanı sıra yapılması zorunlu diğer harcamalarla birlikte aile bütçesine gelen ek yük bir yıl öncesine göre 453 TL olduğuna değinilerek, TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ile TÜİK tarafından hesaplanan gıda endeksi ve tüketici fiyatları endeksinin yıllık ortalama değişimine bakıldığında, fiyatların son aylarda biraz gerilese de- halen yüzde 20’ler düzeyinde seyrettiği vurgulanıyor. TÜRK-İŞ’in verileri

temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Ekim 2019’da;    • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması

gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,29 oranında azaldı.

• Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 6,04 oranında oldu

• Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı –bu yine baz etkisiyleyüzde 7,25 olarak hesaplandı.

• Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,26 oldu.

                                    *     *      *

Sonuç olarak, 2019 Ekim ayı itibariyle TÜRK-İŞ hesaplamasına temel alınan gıda ürünlerinin fiyatlarında gözlenen değişim ise;

-Süt, yoğurt, peynir grubunda; fiyatlarda önemli bir değişiklik söz konuşu olmadı. Ancak çoğu markette ürün çeşidinin azaldığı bu ay daha belirgin oldu. Geçen ay peynir kutularında işaret edilen farklı gramajlar fiyat yanılsamasına yol açıyor. Hesaplamada dikkate alınan inek peynirinin neredeyse iki katına yakın fiyatla koyun ve keçi sütünden imal edilmiş peynirin raflarda yer aldığı da bir gerçek…

-Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; kıyma ve kuşbaşı et ile sakatat ürünleri fiyatları değişmedi. Balık ürünleri tezgahta çeşitlendi: Palamut, hamsi, istavrit, levrek, çupra, somon, sarıkanat, uskumru, sardalya, mezgit, barbunya, alabalık vb. kilogramı 15 TL’den 70 TL’ye kadar değişik tutarda oldu. Ancak mutfak harcamasında temel alınan balık ortalama fiyatı biraz düştü. Hesaplamada -her zaman olduğu gibi- fiyatı nispeten ucuz ve yaygın satılan balıklar esas alındı. Tavuk fiyatı biraz arttı. Yumurtanın fiyatı bu ay değişmedi. Bakliyat ürünleri (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) fiyatları genelde aynı kaldı.

-Mevsim sebze-meyve ürünlerinin pazarda yaygınlık kazanması mutfak harcamasına olumlu yansıdı ve bunun etkisiyle yapılmak gereken harcama tutarı geriledi. Gıda harcamasında günlük tüketimi sık olan yaş sebze ve meyve fiyatları bu ay geriledi. Ancak pazar esnafı satışların gerilediğinden ve günlük cirolarının azaldığından şikayetçi…”olduğu da belirtildi.

KAYNAK; Ekim/2019 Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması(TÜRK-İŞ)