Siyaset gerçekten çok zevkli bir çalışmadır.

Yeter ki bir başlangıç olsun.

O kadar çok hikayeler olur ki,

Yaşadıkça.

Karşılaştıkça.

Herkes siyasette birbirini rakip görüyor.

Kimse kimseye güvenmiyor.

Her kes geleceğine oynuyor.

Bunu da çok yüksek düzeyde görüyoruz.

Yaşıyoruz.

Geçmişe dönük o kadar çok hikayeler var ki.

Hangi birini anlatayım.

Bazıları  isteyerek.

Bazıları ise istemeyerek .

Siyasete başlayan zaman geçtikçe kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor.

Bu dediğim Ak Parti.

CHP.

MHP.

İYİ Parti.

Saadet .

Ve diğer partiler içinde geçerli.

Teşkilatlardaki isimler hep kendi koltuğunu koruma ve kollama derdinde.

Bunu da görüyoruz.

Geçmiş örnekler.

Bugün yaşananlardan çok daha fazla değil.

Geçmiş siya set tarihi aynı kere çok canlı tekerrür edebiliyor.

Ve bugüne geldiğimizde.

Ak Parti’de dedikodu kazanı maalesef bilerek/ bilmeyerek kaynatılıyor.

Birileri kaynayan kazana devamlı bir şeyler atıyor.

Alttan ısıyı veriyor.

Ateşe odun atıyor.

Fokur fokur kaynayan bir kazan.

Bir de buna dedikoducu bazı yerelde günü birlik yaşayan zümreleri de eklersek.

Tam oluyor.

Kazı çevir yanmasın misali.

Dedikodu bol.

Fitne fesat çok daha bol.

Halbuki Ak parti 2018 genel seçiminde başarı ile çıktı.

2019, 31 Mart yerel seçimlerinden zaferle çıktı.

Buna rağmen iç çekişme.

Kavga.

Didişme.

Tabi ki iç kavga.

Bu kavgada partiye zarar verir.

Tabi ki, sadece  Ak Parti değil.

CHP’de çok kaynıyor.

Herkes CHP’yi karıştırmak istiyor.

Partiler resmen savaş arenası gibi.

Kimse kimseye huzur vermiyor.

Bunu da görüyoruz.

MHP ise biraz daha sakin görünüyor.

İyi Parti kendine göre bir yol çiziyor.

Saadet Partisi koltuğu hiç bırakmıyor.

Sonuç olarak.

Siyasi partiler zafer kazansa da .

Kazanmasa  da.

Birileri koltuğa sahip çıkmak istiyor.

Kendi ekibi ile yol almak istiyor.

Herkes kendine göre bir dizayn peşinde.

Peki bu işte kimler aracı.

Kullanılıyor.

Yerel basın neresinde?

Tabi ki her yerel basın değil.

Dedikoduya hizmet edenler ayrı bir  muamma.

Onların sarı basın kartı bile yok.

Yani gazeteciliği tartışılır.

Gazeteciliği tartışılanlar da sonuç olarak objektif.

Tarafsız.

İlkeli.

Basın ahlak esası.

Beklemek hayalcilik olur.

Bu tiplerinde bizlerle hiçbir zaman ilgisi olmamıştır.

Partiler bugün adına Zonguldak’ta cadı kazanı.

Gelişmeleri de izleyeceğiz.

Yazı başlığında’’ Siyasette Tango ‘’ dedik.

Gerçekten bunların bazıları,  dansı ve bel kıvırmayı iyi beceriyor.

Siyasetçisi de.

Sözde yazar ve çizeri de.

Hepsine maşallah.