Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı Ankara’da Temiz Enerji Vakfı’nın “Yerelden Ulusala İklim Ağı” projesi kapsamında, “Belediye Yönetimlerinde İklim Mücadelesi” adlı panelde konuştu.

Proje Yöneticisi Faruk Telemcioğlu’nun yönettiği panelde Kantarcı’nın yanı sıra Denizli Büyükşehir Belediyesinden Berna Yılmaz ile Sağlıklı Kentler Birliğinden Murat Ar da konuşmacı olarak yer aldı. Panele “Yaptığı somut uygulamalarla iklim mücadelesine önemli katkılar sunan başkan” olarak davet edilen Kantarcı konuşmasına, “İklim değişikliğinin önlenmesi, ilçemizin karbon ayak izinin düşürülmesi için ilk yaptığımız işlerden biri imar planı revizyonu oldu. Türkiye’de hepimizin şikayet ettiği kötü kentleşmenin altında yatan imar rantının önüne geçmek için ciddi anlamda imar planı revizyonu yaptık. Bu imar planını yaparken inanın mülkiyeti hiç hesaba katmadık. Yeni planlanan alanlarda kişi başına düşen alanı 24 metrekare olarak belirlediğimiz planda, Çaycuma’ya bir çevre yolu kazandırdık. Bu 40-50 yıl sonra bile önemini koruyacak çok önemli bir adımdı. Bunun ardından kötü kentleşmenin önündeki en büyük fren olan imar uygulamalarını yaptık. Şu anda nüfusundan 27 bin diye bahsettiğim Çaycuma’nın 90 bin kişiye ulaşması halinde bile hiçbir şekilde gecekondulaşma, çarpık kentleşme ya da yeşil alanlarda herhangi bir azalma söz konusu olmayacak. Bunu da çok önemli sayıyorum, hukuki süreçleriyle beraber bunu 5 yıla sığdırdık” dedi.

EVSEL ATIKLARIN % 15 İNİ GERİ KAZANIYORUZ

Atık yönetimiyle ilgili de önemli işler yaptıklarını söyleyen Kantarcı, “Belediyemizin şirketiyle geri dönüşebilir atıkları toplamaya başladık. Geldiğimiz noktada evsel atıkların % 15 ini geri kazanıyoruz. Hem istihdama katkı sağlıyoruz, hem de doğanın kirlenmesini önlüyoruz. Bir taraftan da mütevazı da olsa belediyemiz bu işten para kazanıyor.  Yine göreve geldiğimizde atık su arıtma tesisimiz devreye alınmamıştı. Çoktan bitmiş olması gereken tesisi iki senede zor devreye aldık. Bu tesisler oldukça masraflı ama biz bunları 24 saat çalıştırıyoruz. Filyos Çayı’na 3 buçuk yıldan beri suyu arıtarak veriyoruz” dedi.

TRAFİK IŞIKLARINDA SAÇMA SAPAN BEKLEMELERE SON VERDİK

Otomobil kullanımı azaltmak için toplu taşıma sistemi kurduklarını da söyleyen Kantacı, “27 bin nüfuslu bir yerde toplu taşıma kurmak kolay değil. Biz bunu oluşturduk, bisiklet yollarıyla, otobüslerle entegre ettik. Enteresan bir şey daha yaptık. Şehrin hemen üst kotlarında bulunan ve 1 buçuk 2 kilometrelik araç yoluyla ulaşılan hastane bölgemize, kestirmeden, füniküler sistem yaptık. Adına varagel dediğimiz bu sistem sayesinde hemşerilerimiz hastaneye hiç araç kullanmadan gidip sağlık hizmeti alabiliyor. Görevde değilken de çok üzülüyordum, 25 bin 27 bin nüfuslu Çaycuma’da trafik lambaları vardı. Saçma sapan 85 saniye, 1 dakika bu aptal ışıklarda bekliyorduk. Akıllı kavşaklar yaparak trafik ışıklarını kaldırdık. Avrupa’da ve dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi çok sayıda akıllı kavşağımız var şu an, herkes de alıştı. Bu sayede araçlar da hız yapamıyor. Yayalar da bu sayede çok rahat karşıdan karşıya geçebiliyor” dedi.

FİLYOS VADİSİ PROJESİ İKLİM İÇİN RİSK

Filyos Vadisi Projesinin bir taraftan bölgenin ekmek kapısı olduğunu ama bir taraftan da çok ciddi risk taşıdığını da söyleyen Kantarcı, “Burada çok büyük bir liman yapılıyor. Türkiye’nin 3. büyük limanı olacak. Ama niçin yapıldığını biz hala bilmiyoruz. Limanın arkasından endüstri bölgesinden bahsediliyor. Arkasından termik santraller mi gelecek, buradan kömür mü yüklenecek bilmiyoruz. Bu konuda endişeliyiz. Buranın bir ekolojik koridor olarak korunması gerekiyor. Canım Batı Karadeniz’i yok edecek projelerin karşısında durmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı. (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi