Global anlamdaki iktisadi tabloya geniş çerçevede baktığımız   da; bu yılın birinci çeyreğine kıyasla ikinci çeyrekte büyüme oranı ABD'de yüzde 0,8'den yüzde 0,5'e, Almanya'da da yüz     de 0,4'den eksi yüzde 0,1'e ve Fransa'da yüzde 0,3'den yüzde 0,2'ye geriledi. İtalya'da bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 0,1 olan büyüme, ikinci çeyrekte yüzde 0'a ve İngiltere'de ise büyü me yüzde 0,5'den eksi yüzde 0,2'ye düştü. Söz konusu dönem    de Avrupa Birliği (AB) ve Euro Böl gesi'nde büyüme, sırasıyla yüzde 0.5 ve yüzde 0.4'ten yüzde 0.2'ye geriledi. Geçici rakam lara göre, OECD bölgesinde bu   yılın ikinci çeyreğinde büyüme oranı yüzde 0,5 olarak ger çekleşti. Söz konusu oran, 2018'nin ikinci çeyreğinde yüzde 0,6 olmuştu. OECD bölgesinde bu yılın ilk çeyreğinde 2018'nin aynı dönemine göre yüzde 1,7 artan GSYH,ikinci çeyrekte yüzde 1,6 yükseliş kaydetti.Yedi büyük ekonomi arasında ABD yüzde 2,3 ile çeyreklik en yüksek büyüme oranına sahip olurken, İtalya yüzde 0 ile en düşük bü yüme oranına sahip ekonomisi oldu.Bu kapsamda değerlendir mede bulunan Ulus lararası Para Fonu (IMF) Dış ilişkiler Direk törü Gerry Rice,ABD ve Çin arasındaki süregelen ticaret sava şının 2020 yılında küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'yı yüzde 0.8 azaltabileceği uyarısı yaparken, Rice,”dünyanın en büyük iki ekonomisinin uyguladıkları ya da uygulama tehdidin  de bulundukları gümrük tarifelerinin gelecek yıllarda daha fazla kaybı tetikleyebileceğini “ dikkat çektiği izlendi.

                                   *      *       *

Bu kapsamda açıklamasını sürdüren Rice, ticari gerilimle   rin küresel imalat sektöründe 2007-2008 global finansal krizinden  bu yana görülmemiş bir zayıflıkla karşı karşıya olan dünya eko nomisini etkilemenin henüz başında olduk larını vurgularken; Rice, haftalık basın toplantısında IMF’in yeni revize edilmiş ekonomik görünüm tahminlerini gelecek ay açıklayacağını da anımsattığı görüldü.Mevcut global anlamdaki gelişmelerin tümü incelendiğinde; son dönemde izlenen siyasal ve ekonomik kriz lerin resesyon ihtimalini arttırdığı,aynı paralelde belirsizlik lerin de bu ara  da artış kaydettiğine tanık olunurken,bu yönde gittikçe artan sayıda ekonomist ve yorumcu da dünya ekonomisi nin bir viraja geldiğini, 2020 yılının bir kırılma noktası olabilece  ğini düşünüyor.Diğer taraftan da "Büyük resesyon" yerini düşük de olsa büyümeye bırakırken, genel bir rahatlama havası içinde kimi yorumcular, "sağ popülist" akımlardaki yükselişe bakarak,"libe ral düzenin bir finansal krizlik canı kaldı" diyerek uyarıda bulu nuyor.Dünyanın tanınmış ekono mi kahini Roubini' ye göre de "2020 yılında ekonomik koor dinatlar bir küresel resesyon için olgunlaşmış" olacağı belir tiliyor.

                                 *      *       *

Son etapta Ağustos ayında, gerek ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının sertleşmesi, gerekse ABD'de ve kimi Avrupa ülkelerin de bono faizlerinin uzun dönemli verimliliklerinin negatif alana geçmesi, ABD'de Dow Jones sanayi indeksinin 15 Ağustos'ta, bir günde 800 puan sert bir düşüşle sarsılma sıyla yeniden canlandığı görüldü ise de, Ağustos ortasında ABD'de 10 yıllık hazine bonola rının verimliliği (yield) 2007 yılından bu yana ilk kez 2 yıllık bo noların verimliliğinin altına indi verimlilik eğrisi de tersine dön dü.Standard&Poors, geçtiğimiz 15 Ağustos'ta yayımladığı son raporunda gelecek 12 ay içinde ABD'de bir resesyon olasılığını % 35 olarak öngörüyordu.Şimdilik J.P. Morgan'a göre bu olasılık yüzde 40 civarında tahmin ediliyor.Bu arada 140 milyar dolarlık fonu yöneten DoubleLine yatırım bankasını genel müdürü Jeffrey Gun dalch bu olasılığı yüzde 75 düzeyinde öngörü yor. Mamafih bu çerçevede ABD'de son imalat sanayii verileri sektörel bir daralmaya işaret ediyor. Ayrıca ABD ve AB'de en büyük 12 yatırım bankasının gelirlerinin bu yılın ilk 6 ayında önceki yılın ilk 6 ayına göre, son 13 yılda ilk kez yüzde 11 gerilemesi resesyon ve finansal kriz olasılıklarının güçlenmekte olduğunu gösteriyor.

                                    *      *       *

Sonuç olarak,hadiseye Türkiye ekonomisi açısından baktığımız       da; TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.6 oranında daralırken;bu defa,ikinci çeyrekte de yüzde 1,5 daraldı. Yerleşik hane halklarının ve hane halkına hizmet eden kâr amacı olmayan kuru luşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2019 yılı nın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincir lenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,1 azaldı. Devletin nihai tüketim har camaları yüzde 3,3 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüz de 22,8 azaldı.Takvim etkisinden arındırılmış eko nomik küçülme ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,4 olarak tes pit edilirken hanehalkı nihai tüketim harcamaları yüzde 1,1 azal ma gösterdi.Enflasyon oranındaki Ağustos/2019 verisini incele diğimizde ise; Ağustos/ 2019 enflasyon ora nı Ağustos/2019 ayın da yıllık enflasyon yüzde 15,01 ile son 15 ayın en düşük seviye sine geriledi.Ancak piyasalardaki özellikle temel tüketim ürünle ri ile elektrik,akar yakıt ve doğalgaza yapılan zamlar göz önüne alındığında reel açıdan önümüzdeki ayla itibarıyla öngörülen hedefi yıl sonunda tutturması da gittikçe zorlaşıyor.Talepteki daralmanın geldiği noktada ise Türkiye ekonomisinin küresel resesyondan açıkça etkilendiğini; hatta çift rakamlı enflasyonun yaşandığı bir ortam da slumpflasyon( yüksek enflasyonda arka arkaya büyümede küçülme rakamının gelmesi)eşiğinde olduğumuz gerçeğini de daha şimdiden kabul etmemiz gerekiyor.Bu nedenle de öncelik    le resesyon(durgunluk) olgusu ile ilgili önlemlerin alınmasına   ek olarak esas anlamda çift rakamlı seyreden enflasyon riskinin mutlaka tolere edilirken; enflasyon oranının yükselmesinde bü yük katkısı bulunan sebze-meyve ve gıda fi   yatları yönünden üretici-tüketici arasındaki aşırı fahiş artışların mutlak şekilde maliyet faktörünü de gözönünde bulundurarak önlenmesi de bü yük önem taşıyor.