Genel olarak Dünyadaki pandemik vakaların gölgesinde ileri sürülen son öngörülere göre 2020 için ekonomik daralma %8.3’u bulacak. Bir önceki tahminde bu oran %7.4 olarak hesaplanmıştı. 2021 yılında da geri dönüş göreceli olarak oldukça zayıf; yaklaşık %6.1 oranında büyüme bekleniyor. Bu kapsamdaki gelişmelere bakıldığında, AB’nin Bakanlar Kurulu görevini icra eden AB Komisyonu 2020-2021 yılları için bölgesel GSYİH tahminlerinde güncellemeye gitti. İhracatının nerdeyse %50’si AB’ye giden ve bölgeden milyonlarca turist bekleyen Türkiye açısından revizyonlar umut kırıcı. 2020 için ekonomik daralma %8.3’u bulacak. Bir önceki tahminde bu oran %7.4 olarak hesaplanmıştı. 2021 yılında da geri dönüş göreceli olarak zayıf. %6.1 büyüme bekleniyor.AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis “Pandeminin ekonomik sarsıntısı umulandan daha sert oluyor. Çok dalgalı sularda yol alırken, bizi büyük belirsizlikler bekliyor. Bunların arasında salgının ikinci dalga yapması da var” vurgulaması yapılıyor.Rapora göre, iyileşme kaydeden makro-ekonomik verilerin aksine görünüm son 2 ayda bozuldu. Yılın ikinci yarısında toparlanma öngörüsü geçerli olsa da, sosyal korunma önlemleri yürürlükte olduğu için, ekonomi yavaş ve bölgeden bölgeye değişen bir seyir izleyecek.

                                   *       *        *

Diğer taraftan pandemi vakalarındaki artışlarla gündeme gelen İtalya 2020 yılı itibarıyla %11.2 GSYİH kaybı ile en ağır zararı gören üye olacak. İspanya ve Portekiz’de başlayan yerel karantinalar da bu ekonomilerin geleceğine gölge düşürüyor.Fransa ve İspanya’da daralma sırasıyla %10.6 ve %10.9 olarak kestirildi. Komisyon Almanya’nın salgınla mücadele stratejisini beğenirken, daralma tahminini de 0.2 puan traşlayarak %6.3 olarak belirledi. Komisyon’un ekonomiden sorumlu üyesi Paolo Gentiloni Merkel-Macron tarafından desteklenen Euro750 milyar Ortak Borçlanma ve Harcama Paketi’nin ekonomik toparlanmanın hızlanması açısından kritik olduğuna dikkat çektiği görüldü.Hal böyle iken, korona virüs vakalarında önlenemeyen artışların küresel piyasalar üzerinde oluşturduğu baskıyı artıyor. Son günlerde oluşan iyimser hava ve artan risk iştahı yerini endişeli bir bekleyiş sürecine bırakıyor. Hafta başından bu yana yaşanan sert yükselişlerle 5 yılın zirvesini gören Çin borsasında artışlar bir miktar hız kesti. Çin ve Hong Kong'daki sınırlı yükselişler dışında Japonya, Avustralya ve Güney Kore borsalarında eksiler söz konusu.

                                   *       *        *

ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin destek paketlerinin sonuna yaklaşılmışken artan vakaların ekonomik büyümeyi etkileyeceğine yönelik endişelerini dile getirmesi de risk

iştahını düşürüyor. ABD Merkez Bankasının (Fed) Başkan Yardımcısı Randal Quarles, koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan krizin henüz bitmediğini belirterek, "Bazı göstergeler ekonomik faaliyette bir toparlanma olduğunu gösterse de toparlanmanın önündeki yol oldukça belirsiz" şeklinde ifade kullanması yanında; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçen hafta sonu dünya genelinde 400 binden fazla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası rapor edildiğini belirterek, "Kovid-19 salgını hızlanıyor ve açık şekilde pandeminin zirve noktasına ulaşmadık." Sözlerinin de mevcut tedirginliği arttırdığı izleniyor. Koronavirüs vakalarının küresel bazda yükselmesi yakıt talebinin artacağı beklentilerini zayıflatırken, petrol fiyatları da son iki haftadır sıkıştığı dar bantta hareket ediyor. Petrol fiyatları ABD ham petrol stoklarındaki artışın ardından gerilerken, ABD'deki ham petrol üretiminin 2020 yılında beklenenden az düşeceğini öngören bir tahmin de piyasada arz fazlası endişelerini artırdı. Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0.3 gerileyerek 42.95 dolar seviyesine düştü. ABD ham petrolü de %0.3 değer kaybederek 40.52 dolardan işlem gördü.

                                   *       *        *

Sonuç olarak,küresel bazda pandemi kaynaklı baskı ile daha fazla büyüme temayülüne giren resesyonun (durgunluk) zaman içindeki belirsizlikleri arttırmada oldukça etkili olduğu görülüyor. Brent petrolünün varil fiyatındaki iniş-çıkışlar da bunu açıkça teyitlerken, pandemi vakalarının artış gösterdiği ülkelerdeki ekonomiye olan yükü de gittikçe artarak büyüme gösteriyor. Bu arada altın koronavirüs vakalarındaki artış ve Fed'in giderek ekonomiyi destekleyici yeni tedbirler alacağı beklentisiyle sekiz yıldan uzun bir sürenin zirvesine yakın seyrediyor. ABD’deki son duruma baktığımızda ise pandemi vakalarının geldiği noktada toparlanmanın halen belirsizliğini koruduğu izleniyor. Tüm beklentiler koronovirüs vakalarının global anlamdaki seyrine bağlı olurken, küresel piyasalardaki  mevcut kaygılar dikkate alındığında toparlanmanın gelecekte yavaş olacağı yönünde odaklanıyor. Ülkemizdeki son iktisadi     gelişmelere bakıldığında ise küresel resesyonun olası etkileri pandemi vakaları ile birleşik konumda bir görünüm sergiliyor.

Çok tabii olarak, gittikçe artış gösteren çift rakamda bir seyir izleyen enflasyon oranı ile işsizlik oranlarındaki göreceli artış    durumu çözüm bekleyen sorunlar arasında yer alıyor. Bu arada da zaman içinde artış içinde olan cari açık ile iç ve dış borçların sürdürülebilirliliği de büyük önem taşıyor.