Birleşik Kamu İş Başkanı Metin Kahveci yaptığı açıklamada, “ Öncelikle dün Ankara’da baro başkanlarına yapılan anti demokratik hareketi kınıyoruz. Baroların  haklı ve meşru hareketi engellemez. Partilere ait barolar oluşamaz. Bu hukukun siyasallaşması anlamı çıkacaktır” dedi.

Kahveci açıklamasında, “Korona virüsü mikrobunun dünyada yayılması nedeniyle ülkemizde yoğun bir şekilde etkilenmiştir. Bu etkilenme ekonomik gelişmeleri de derinden vurmuştur.  Zaten kötü durumda olan ekonomimiz pandemi süreciyle fırsatçılara gün doğmuştur.  Fiyatlar şuurunu kaybetmiştir” diyerek şunları söyledi:

“Temel gıda maddeleri, beyaz eşya ürünleri, hizmet sektörü, inşaat malzemeleri,  konut fiyatları, otomobil fiyatları uçuşa geçmiştir. Yoksulluk sınırı 7.500,00 TL, açlık sınırı 3.000,00 TL olduğu ülkemizde kamu çalışanları pandemi rüzgarı ile birlikte ezilmektedirler. Kuru bakliyat ,peynir, zeytin, yumurta gibi temel gıda fiyatları en az %40 ile %50 arasında artmıştır. Konut fiyatları  % 30 ile %40 arasında artmaktadır. Gecen yıl sıfır bir otomobil 100 bin TL iken şimdi aynı otomobil 200 bin TL  olmuştur.  Elektrik ve su fiyatları da % 25-40 artmıştır.  İlaç fiyatları %60 artmıştır. Sebze pazarına giden bir vatandaş filesini 100.00 TL ye doldururken bu kez aynı file 180.00 TL ye zor dolmaktadır. Elma ,portakal kiraz ve sebze fiyatları ikiye katlanmıştır. Dolayısıyla 2020  kamu çalışanlarının maaşları enflasyon nedeniyle yerinde sayarken   piyasa koşulları,  rakamları  oldukça artmış  ve emekçiler enflasyona karşı ezilmişlerdir. Enflasyon hükümetin açıkladığı gibi %yüzde 10-11 değildir. Gerçek enflasyon hesaplanırken en basitinden peynir ve zeytin ,pirinç  fasulye fiyatlarına iyi bakılmalıdır. Yüzde yüz fiyatlarda artmayı göreceklerdir.

Sonuç olarak bu saatten sonra  hükümeti eleştirmenin artık bizce bir anlamı yok. Hükümet kendi başarısızlığını, sanki muhalefet ülkeyi yönetiyormuş gibi  muhalefete yüklüyor. Sanki toplu sözleşmede yetkili sendika % 4 +% 4 zam oranını Memur Sen  gereğini yaptı da  biz mi görmemişiz?   Memur Sen kamu çalışanlarını çok iyi savundu da  emekçiler mi gördü? İşte piyasa ortada. Alım gücü orta da, kazanan kaybeden ortada. Yoksulluk sınırı 7,500,00 TL, açlık sınırı 3.000,00 TL  olduğu bir ülkeden bahsediyoruz.

Şimdide emekli tazminatlarının nasıl tırpanlanacağı konuşulmaktadır. Dervişin zikri ne ise fikride odur. Kamu çalışanları olarak tazminatlara karşı ortak eylemler yapamazsak bilin ki tazminatların ruhuna el fatiha edilecektir. Sömürünün farkındayız,  tazminatlarımızın konuşulması dahi mide bulandırıcıdır.  O bakımdan diyoruz ki akıllı ve mantıklı olmamız ve kimin ne yaptığını görmemiz, kimlerin hak savunuculuğa  yapıp ta kamu çalışanlarının haklarının nasıl  gasp edildiğini artık görmemiz  ve gerçekleri görmemizin zamanı gelmiştir diyoruz. Tazminatlar konusu var olma ve yok olma konusu olup, artık genel grev kaçınılmaz olacaktır” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi