Can dostlarımızın hayatımızdaki yerini anlatmak için bazen kelimeler yetersiz kalır.

Hayatından köpek geçmiş her insan, bir köpekle yaşama duygusunun ne kadar muhteşem olduğunu bilir.

Ben de bu duyguyu çok iyi bilenlerdenim…

Benim de iki kızım var!

Biri kedi diğeri köpek…

Kedimi aldığımda iki günlük henüz gözleri açılmamıştı. Biberonla besledim…

O zaman Hayvan Hakları Derneği Başkanı Evren hanım yaşatacağıma inanamadı. Beş yıldır hayatımın bir parçası.

Köpeğim ise dört yıldır.

İkisi de yaşam kaynağım enerjim…

Elimden geldiği kadar da sokak hayvanları için yardım etmeye çalışıyorum…

Birde gönüllü hayvan dostları var ki, onlar da olmasa ne olur kim bilir.

Geçen hafta Kozlu Barınağı sorumlusu Tuğba hanımla telefonda sohbet ettik.

Kendisi Kozlu barınağı için verdiği mücadeleyi anlattı.

İnanın ki kendisini bir gönüllü olarak tebrik ediyorum.

İşte bu güzel insanlar sayesinde yaşama tutunmaya çalışıyor bu masum çocuklar….

Onlar savunmasız, onlar sevgilerinde karşılık beklemezler.

Neden bu eziyet anlamıyorum!

Yardım etmiyorsunuz onlara el atanları rahat bırakın…

Tuğba hanımın ınstagram’da paylaştığı yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum;

“…Burası Kozlu Barınağımız! Kozlu Belediyesinden aldığımız izinle farklı ilçelerden Kozlu ilçesine bırakılan bu masumların oradan oraya atılarak bilinmeze gitmelerini önlemek amacıyla bu barınağı kısmen faaliyete geçirmek durumunda kaldık!...

Nisan’dan bu yana iki kadın gönüllü olarak fedakârlıkla emek veriyoruz. 8 aylık bu süreçte inşaatı yapan firma barınağı belediyeye teslim etmemişken. Biz barınak için bu çocukların huzuru için uğraşıyoruz. Ve tüm tedavilerini barınakta (alet ve edevat) imkan olmadığı için özel klinikte yaptırmak zorunda kalıyoruz. Burada sizlerin bizlere destek olduğu mamalar ve battaniyelerle bu çocuklara bakıyoruz.”

Yazının devamında ise Tuğba hanım, biraz sitem biraz kırgın ve kızgınlığını dile getiriyordu…

Madem destek olmayacaksınız bari köstek de olmayın…

Ya da olmadı… Gidin barınağa siz temizleyin, siz doyurun, siz bakın o canlara…

Bunu yapabilir misiniz? Tabi ki de hayır!

Onların o masum dünyasını rahat bırakın!

İki gönül dostları sizleri canı gönülden tebrik ediyorum.

Bu kadar verdiğiniz emek için…

Unutmayalım.

“Hayvansever” yoktur “hayvan sevmeyen” insan vardır.

Bir toplumu ancak şefkat iyileştirebilir.

Hayatımız hayvan dostlarımızla daha güzel, daha anlamlıdır…

Onlarsa bizi karşılıksız sevdiler…

Ta ki biz zarar vermediğimiz sürece bize zarar vermediler.

Son dönemde hayvanlara yönelik işkence, eziyet ve kötü muamele her geçen gün gittikçe artıyor.

Hayvanların doğal yaşam alanlarını yok ettik…

Hayvanlar yaşam alanı bulamaz oldu.

Hayvanları kendi evimizin önüne koyacağımız bir kap suya muhtaç eden biziz.

Hayvanları aç bıraktık.

Barınaklar doğal yaşam şartlarına uygun değil.

Biz onları doğal yaşam alanlarından alıp barınaklara yani (hapishaneye) kapattırdık.

Her ilin Belediyesinin sorumluluğunda olan barınakların durumu halen vahim…

Belediye ekipleri olarak toplanarak ormanlara atılan köpekleri ölüme terk edenler.

Bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız…

Ne güzel demiş Cahit Zarifoğlu; bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.

Neden bu kalbi sürekli canlı tutmuyoruz.

Sevgiyle kalın!